العنوان بلغة أخرى: |
على أي تقويم تم ذكر السنوات في القرآن |
---|---|
المصدر: | مجلة ريحان للنشر العلمي |
الناشر: | مركز فكر للدراسات والتطوير |
المؤلف الرئيسي: | Hacimuftuoglu, Halil (Author) |
المجلد/العدد: | ع51 |
محكمة: | نعم |
الدولة: |
سوريا |
التاريخ الميلادي: |
2024
|
الشهر: | سبتمبر |
الصفحات: | 564 - 573 |
ISSN: |
2709-2097 |
رقم MD: | 1523769 |
نوع المحتوى: | بحوث ومقالات |
اللغة: | التركية |
قواعد المعلومات: | EduSearch, HumanIndex |
مواضيع: | |
كلمات المؤلف المفتاحية: |
القرآن | التقاويم | الزمان | السنوات
|
رابط المحتوى: |
المستخلص: |
على الرغم من استخدام العديد من الكلمات للتعبير عن "السنوات" في القرآن، إلا أنه لا يُذكر أي تقويم محدد أو نوع التقويم المستخدم. إن غياب الإشارة إلى تقويم معين أو إلى نوع التقويم المستخدم لا يعني بالضرورة أن التقويم القمري الذي كان شائعًا عند العرب في عصر نزول القرآن هو المرجع الدائم عند الحديث عن السنوات. فرغم أن العرب في ذلك الزمن كانوا يستخدمون التقويم القمري فقط، إلا أن القرآن يعتمد في تحديد أوقات العبادات أحيانًا على حركة القمر وأحيانًا على حركة الشمس.. من جانب آخر، تبرز الآية الكريمة من سورة الكهف: "وَلَبِثُواْ فِي كَهۡفِهِمۡ ثَلَٰثَ مِاْئَةٖ سِنِينَ وَٱزۡدَادُواْ تِسۡعٗا" حيث تم تحديد مدة مكوث أصحاب الكهف في كهفهم باستخدام تقويمين، وهما التقويم الشمسي والتقويم القمري. ومن المثير للاهتمام أن الآية تذكر عدد السنوات وفق التقويم الشمسي أولاً، وهو ما يتناقض مع المتوقع، حيث كان يُفترض ذكر السنوات حسب التقويم القمري الذي استخدمه المخاطبون الأوائل للقرآن. يهدف هذا المقال بحث سبب ذكر السنوات في القرآن حسب التقويمين، وفي هذا السياق بحث سبب مدة إقامة أصحاب الكهف في سورة الكهف أولا حسب الشمسي ثانيًا حسب القمري من خلال استخدام آيات القرآن والتوراة، وكذلك البيانات التاريخية عن الحضارات القديمة بطريقة مقارنة. وحل هذه المشكلة مهم من حيث تفسير الحالة التي تبدو غريبة في الآية. Kuran'da ‘seneleri’ ifade etmek üzere birçok kelime kullanılmasına rağmen özel bir takvimden veya hangi takvim kullanıldığından söz edilmez. Ancak özel bir takvimden söz edilmemesi ya da hangi takvime göre yılların ifade edildiğinin belirtilmemesi, birtakım yıllardan bahsedilirken Kuran'ın indiği devirde Araplar tarafından kullanılan kameri takvimin her daim itibara alındığı manasına gelmemektedir. Nitekim Kuran’ın indiği devrin Arapları sadece kameri takvim kullanmalarına rağmen Kuran’da ibadetlerin vaktinin tayini konusunda yerine göre bazen dünyanın uydusu ‘Ay’ın bazen de Güneş’in hareketleri esas alınmıştır. Öte yandan Kehf suresindeki ‘Onlar mağaralarında 300 yıl kaldılar. Başkaları da buna 9 yıl eklediler.’ ayetinde ilginç olarak Ashâbu’l-Kehf’in mağaralarında kalış süreleri şemsi ve kameri takvimlere göre verilmiştir. Hatta ayette şemsi ve kameri her iki yıl sayısı arka arkaya verilirken beklenenin aksine önce, Kuran’ın ilk muhatapların kullandıkları kameri takvime göre değil, aksine olayı yaşayanların kullandıkları şemsi takvime göre yıl sayısı verilmiştir. Bu makale niçin Kuran'da hem kameri ve şemsi takvime göre yıllardan söz edildiğini bu bağlamda Kehf suresinde Eshab-ı Kehf’in kalış süresinin öncelikle şemsi sonrasında kameri takvime göre verilmesinin sebeplerini ilgili Kuran ve Tevrat ayetlerini yanı sıra eski medeniyetlere dair tarihi verileri mukayeseli bir şekilde kullanarak incelemeyi hedeflemektedir. Bu problemin çözümü ilgili ayetteki söz konusu zahiren tuhaf durumun izahı olması bakımından önem arz etmektedir. |
---|---|
ISSN: |
2709-2097 |